Pazartesi, Mayıs 10, 2010

Dostuluk (2. Bölüm)

Bir kaç gündür uzak kaldım yazmaktan, ama çok şey birikti bu sefer yine...

Öncelikle söylemek istediğim birkaç şey var. Bundan bir önceki yazımda dostluktan bahsetmiştim ona ekleyecek birkaç şeyim var sanırım…

Bu sefer uzun uzun yolculuklar yaptım şu 2-3 günde.. Yolculukların en güzel yanı nedir bilir misiniz? Bence yolculukların en güzel yanı kendinle baş başa kalabilmektir.
Kalabalık şehir yaşamı buna pek müsaade etmiyor ne yazık ki… Kendinizle baş başa kaldığınızda her şeyi gözden geçirirsiniz, sadece kendinizle başbaşasınızdır. Eski yaptıklarınızı, hatalarınızı, pişmanlıklarınızı, güzel günlerinizi, sevdiklerinizi hani derler ya hayatınız bir film şeridi gibi geçer gözlerinizin önünüzden yol kenarındaki direklerin geçişi gibi…

İnsanın kendisiyle yüzleşmesi zordur, kaçarız hep bir şeylerden.. Çünkü hayatta bir tek kendine yalan söyleyemez insan.. Kendini bile kandıranlara söyleyecek sözüm yok, ama iyi ki kandıramıyor, yani kandırmamalı insan kendini…

Dostuklar hakkında bir çift söz söyleyeceksem eğer; hani önünüze gelene “Kardeşim”, “Kanka”, “Dostum” falan diyorsunuz ya… Hani benim bir sürü dostum var diyorsunuz ya… Hani her şeyinizi o “Dost”unuza anlatıp, kendinizle ilgili her şeyi anlattıktan sonra kavga edince sırlarımı aleyhimde kullanmasın diye o insanın kölesi oluyorsunuz ya… Hani sokaktaki köpek bile yemek yediği tabağa pislemezken, sizin uğruna insanlar kırdığınız, uğruna çoğu şeyden vazgeçtiğiniz o güzelim “Dost”larınız sizi bulduğu ilk fırsatta bıçaklıyor ya acımadan… Hani siz de çevremle ilişkilerim bozulmasın diye 5 dk önce sövdüğünüz o “Dost”unuzu 5dk sonra gördüğünüzde “Canım, Cicim” li yapmacık, o sevimsiz hareketleri yapıyorsunuz ya… Aynen Devam Edin!!!
Dost insanı öven insan değildir, dost sürekli beraber dolaştığın bir evi, bir odayı paylaştığın insan da değildir, devamlı hoş vakit geçirdiğin insan da değildir, Hele eski sevgilin hiç değildir. Dost hatanı yüzüne vurabilen “Bak bunu yapma, zarar görürsün” diyebilen insandır. Dost sen yanlış yola giderken, hiç çekinmeden suratının ortasına vurabilendir. Dost seni gerçekten anlayabilendir. Bir de en önemlisi dost onlarca değildir… Kısaca dost seninle birlikte uçurma atlayan değil, sen tam uçurumdan düşecekken elini sıkıca, kendi de aşağı düşme pahasına kavrar ya, hani ne olursa olsun bırakmayacağını bilirsin seni, karşılıksız bakar gözlerine… İşte odur dost… Ve öyle birini bulursanız sakın kaybetmeyin...



Share/Bookmark

0 yorum:

Yorum Gönder