Pazartesi, Ocak 17, 2011

Ara Verelim Mi?




Günümüz ilişkilerinden bahsediyoruz ya hep, en klişe durumlarından biri de, genelde uzun ilişkilerde yaşanan ilişkiye ara verme durumudur herhalde.. Uzun ilişkilerde en çok rastlanan durumdur bu.. Çiftimizin kavgaları, anlaşamamaları sonucunda uyanık olan taraf (ki genelde kız tarafı olur) bir teklifle gider karşı tarafa ve der ki: "Bu artık böyle olmuyor, bak anlaşamıyoruz da hem, istersen biraz ara verelim, hiç görüşmeyelim. Hem bak birbirimizin kıymetini daha iyi anlarız, hem özleriz de, ara bitince de kaldığımız yerden devam ederiz." Çok güzel bir şekilde süslenmiş bu teklifin altındaki planları çoğu kişi anlamaz, seviyorsa eğer arkasında hiç artniyet beklemez bile seven taraf. Kabul eder teklifi istemese de, ki başka çaresi de yoktur açıkcası, biraz kendine gelir en azından der ve anlaşma gereği ara verirler..

Gelelim o süslü, masum teklifin altında yatan sinsi planlara.. Bu sözü söylemeye iten birkaç sebep olabilir. En masum sebeplerden başlarsak eğer, teklifi sunan (iyi kalpli) insanın canı sıkılmıştır. Şunu düşünür o masum kişi: "Şöyle bir takılayım kendi kafama göre, uzun zamandır sana baya alıştım, şimdi çevremi de senle beraber olduğumdan hep ihmal ettim, bir bakalım sensizken çevrem ne alemde, sırada bekleyenler hala sıradalar mı, seni de işkillendirmek istemiyorum şimdi, fincancının katırlarını ürkütmeden bir takılalım bakalım" Aslında ne kadar da masum düşünceler değil mi?

Çok da masum olmayan sebebe gelelim bu sefer. Genellikle de bu durum gerçekleşir ilişkide.. Birisi girmiştir hayatına, eli yüzü düzgündür, hani canı da çeker.. Ama senin sevgilin olduğunu biliyordur. Tabi bi de hali hazırdaki sevgilisinden sıkılmıştır hem de onun her an arama, mesaj atma, bir mekanda basılma ihtimalinin oluşturduğu riski de göze almak ciddi bir cesaret isteyeceği için, ara vermek isterler. Aynı soruyu sorarlar sevgililerine ama bu sefer, ama pek masum değildir bu defa. Amacı şudur, uyanık sevgilinin "Ben birini buldum, senden sıkılmaya başlamıştım zaten, hem yeni heyecan fena mı olur değil mi? Şimdi gidip ona sevgilimden ayrıldım duygu sömürüsü yapıp yanıma çekebilirim rahatça, ayrıca zırt pırt arayıp rahatsız da etmezsin böylece. Ama şimdi seni de direk kaybetmek istemiyorum, o kadar zaman harcadık dimi seninle, sen stepne olarak kal, bakalım yeni lastik patlarsa seni devreye sokar yoluma yeni bir lastikçiye gidinceye kadar devam ederim. Olur da, yeni bulduğum çocukla ilişkimiz güzel giderse seni de yol kenarına atarım. Ama ondan emin oluncaya kadar senin bunu çakmaman lazım."

Uyanık sevgili, bu soruları sorduğunda karşıdaki, hala seven masum sevgili ise düşünür bunu, gerçekten ihtiyacı olabilir diye düşünür, belki toparlar der ve benim hala umudum var şarkısını söyleyerek çekilmek zorunda kalır yerine.. Arka planda, oyun kuralları bozulmadan oynanır, eğer olumlu olursa "Ben düşündüm, biz yürütemeyiz denir ver ayrılınır" ya da eğer atılan olta boş geldiyse "Senin kıymetini anladım, çok akıllandım" denir. İçten içe de "Önümüzdeki maçlara bakıcaz" denilerek, fincancının katırlarının ürkütmemiş olmanın mutluluğuyle ilişki devam ettirilir.

Kim ne derse desin, "ara vermek" ilişki için sonun başlangıcıdır. Eğer bu cümleler kurulabilecek konuma gelinmişse, gerçekten bir şeyler bitmiş demektir. Sadece yalnız kalmayı, acı çekmeyi kendisine yediremeyen olgunlaşmamış bünyelerin çırpınışlarıdır kanımca. Çünkü eğer seviyorsa her iki taraf da, değil ara vermek, anlık ayrılıklar bile acı verir insana. Ara verecek konuma gelmemek, o konuma gelindiyse de dürüstçe çıkıp ayrılabilmeyi bilmek gerek. "Ara vermek" kavramı kullanılacaksa çok dikkatli kullanmak lazım.Zira, ara bittikten sonra da eski günleri o tadları tekrar yaşamayı beklemek aptallık olacaktır.

Ara'sız devamlı ilişkiler dileğiyle..



Share/Bookmark

0 yorum:

Yorum Gönder