Yazmadım, yazamadım uzun zamandır.. Şimdiye kadar ne zaman ara versem mutlaka ciddi değişimler olurdu, bilirsiniz eski yazılarımdan.. Bu sefer olmadı ama, insan olgunlaştıkça tıpkı yaşlanan hücrelerin çoğalma hızının azalması gibi, hayatta yaptığı değişikliklerin, ani kararların da hızı azalıyor, daha düzenli bir yaşantı yaşamaya başlıyor. Bugün bunun üzerine var söyleyecek yeni bir şeylerim..
skip to main |
skip to sidebar
Ayrılık zor.. Ne şekilde olursa olsun, kalıcısı da geçici olanı da zorlar insanı.. Ama özümüzde var bu ne yapalım, illa ki olacak elbet ayrılıklar.. Bazen bir sevdiğiniz olur ayrıldığınız, kimi zaman zaten ayrılmak istediğiniz. Kimi zaman sonsuzluğa uğurlar insan sevdiğini bir gün yanına gideceğini bildiği halde,
kimi zaman ise gözü görmesin diye en uzağına gitsin ister dünyanın.. Kalıcısına insan alışır elbet, alışıyor da.. Gelmeyecektir çünkü o artık bir daha, yeni bir yaşam kurarsın kendince.. Peki ya geçicisi..
Seni uyurken seyrettim… Gözlerin kapalı, huzur içindesin… Sarı saçların çevreliyor o melek yüzünü… Hani insanlar uyurken masum olur derler ya, seninkisi o masumluktan bile öte.. .
Acaba diye düşündüm, bazen melekler insan kılığına girebiliyorsa eğer, sen o meleklerden biri olabilir miydin acaba? Sessizce nefes alıyorsun derin derin… Küçücük ellerini bembeyaz göğsüne yaslamış, huzur içinde yatıyorsun… Sonra, konuşmaya karar verdim seninle… Sessizce ama, masum bir sohbetti sadece amacım. İçimi dökecektim sana, yıllardır merak bile etmemiştim hiç. Konuşmaya başladım fısıldayarak, anlattım…
Hani vardır ya bazen hayatınıza giren, ve bir anda yıllardır hayatınızda olanlardan daha yakınınıza gelen, onların görmediği şeyleri sizde gören insanlar.. Hani en karanlık kuyulara düşseniz bile "Bi tek o olsun bana bişey olmaz" dediğiniz, ailenizin yerine koyduğunuz dostlarınız.. Bilirsiniz çünkü, çevrenizdeki bir sürü sahte maskeler altına gizlenmiş gülümseyen yüzlerin aksine o işte tam ona ihtiyacınız olan anda, daha adını bile ağzınıza almadan, "iki eli kanda olsa bile" bir anda yanınızda bitiverir. Ve size tam da ihtiyacınız olan şeyleri sakınmadan, çekinmeden söyler ya, işte o insanlardan bahsedeceğim bugün.. Hoş,insanlar diyorum ama bunca 'sahte' maskenin arasında 'gerçek' gülümseyen yüzünü gösteren insan(lar) bulmak samanlıkta iğneyi aramaktan daha zor.. O yüzden eki atıp insan diyelim ona..
Kolay değildir bir insanı tanımak. Merhaba merhabanın ötesinde tanımak hem de.. Neye güler acaba? Neye üzülür? Kimler onu üzer, kimler sevindirir? Kimleri hayatınından hiç çıkmayacakmışçasına çok sever? Kimlerden nefret eder? Hangi yemeği yemekten sıkılmaz? Hangilerinden nefret eder? Nasıl müzik dinler? Neleri dinlemez? Nerelere gitmekten hoşlanır? Nerelerin yakınından bile geçmez?... Daha binlerce soru var belki onun hakkında.. Sen hangilerini biliyorsun peki?
Melih Atasever Kişisel Blogu
Salı, Aralık 14, 2010
Salı, Kasım 16, 2010
Ayrılık Zor
Ayrılık zor.. Ne şekilde olursa olsun, kalıcısı da geçici olanı da zorlar insanı.. Ama özümüzde var bu ne yapalım, illa ki olacak elbet ayrılıklar.. Bazen bir sevdiğiniz olur ayrıldığınız, kimi zaman zaten ayrılmak istediğiniz. Kimi zaman sonsuzluğa uğurlar insan sevdiğini bir gün yanına gideceğini bildiği halde,
kimi zaman ise gözü görmesin diye en uzağına gitsin ister dünyanın.. Kalıcısına insan alışır elbet, alışıyor da.. Gelmeyecektir çünkü o artık bir daha, yeni bir yaşam kurarsın kendince.. Peki ya geçicisi..
Ayrılık Zor
Pazartesi, Kasım 15, 2010
Öyle İçimdesin Ki
Seni uyurken seyrettim… Gözlerin kapalı, huzur içindesin… Sarı saçların çevreliyor o melek yüzünü… Hani insanlar uyurken masum olur derler ya, seninkisi o masumluktan bile öte.. .
Acaba diye düşündüm, bazen melekler insan kılığına girebiliyorsa eğer, sen o meleklerden biri olabilir miydin acaba? Sessizce nefes alıyorsun derin derin… Küçücük ellerini bembeyaz göğsüne yaslamış, huzur içinde yatıyorsun… Sonra, konuşmaya karar verdim seninle… Sessizce ama, masum bir sohbetti sadece amacım. İçimi dökecektim sana, yıllardır merak bile etmemiştim hiç. Konuşmaya başladım fısıldayarak, anlattım…
Öyle İçimdesin Ki
Pazar, Kasım 14, 2010
Haksız Mıyım?
Hani vardır ya bazen hayatınıza giren, ve bir anda yıllardır hayatınızda olanlardan daha yakınınıza gelen, onların görmediği şeyleri sizde gören insanlar.. Hani en karanlık kuyulara düşseniz bile "Bi tek o olsun bana bişey olmaz" dediğiniz, ailenizin yerine koyduğunuz dostlarınız.. Bilirsiniz çünkü, çevrenizdeki bir sürü sahte maskeler altına gizlenmiş gülümseyen yüzlerin aksine o işte tam ona ihtiyacınız olan anda, daha adını bile ağzınıza almadan, "iki eli kanda olsa bile" bir anda yanınızda bitiverir. Ve size tam da ihtiyacınız olan şeyleri sakınmadan, çekinmeden söyler ya, işte o insanlardan bahsedeceğim bugün.. Hoş,insanlar diyorum ama bunca 'sahte' maskenin arasında 'gerçek' gülümseyen yüzünü gösteren insan(lar) bulmak samanlıkta iğneyi aramaktan daha zor.. O yüzden eki atıp insan diyelim ona..
Haksız Mıyım?
Etiketler:
Dostluk,
Haksız,
Haksız Mıyım,
Hayat Üzerine,
Mıyım
Çarşamba, Ekim 27, 2010
Tanımak
Kolay değildir bir insanı tanımak. Merhaba merhabanın ötesinde tanımak hem de.. Neye güler acaba? Neye üzülür? Kimler onu üzer, kimler sevindirir? Kimleri hayatınından hiç çıkmayacakmışçasına çok sever? Kimlerden nefret eder? Hangi yemeği yemekten sıkılmaz? Hangilerinden nefret eder? Nasıl müzik dinler? Neleri dinlemez? Nerelere gitmekten hoşlanır? Nerelerin yakınından bile geçmez?... Daha binlerce soru var belki onun hakkında.. Sen hangilerini biliyorsun peki?
Tanımak
Diğer Kanallarım
Kategoriler
- Aşk Üzerine (50)
- Günlük (14)
- Hayat Üzerine (35)
- Sevdiğim Şiirler (6)