Çarşamba, Mart 08, 2017

Erkek Gözünden Ülkede Kadın Olmak



Günlük hayatta bir yerden bir yere giderken, kadınlarla hiç empati yaptınız mı? Erkeklere oldukça normal gelen durumlar karşısında o kadar kısıtlanıyorlar ki, tarifi mümkün değil. İşin ilginci, konuştuğum her kadın bütün bu durumu normalleştirmiş, alması gereken standart önlemler olarak nitelendiriyor. 

Bu durumlar neler mi?

  • Taksi: Gece belirli bir saatten sonra taksiye binmekte çekiniyorlar mesela.. Eğer zorunda kalmışlarsa da sadece durak taksisi olmalı ve plakasını mutlaka bir tanıdıklarına bildiriyorlar. Yine takside giderken sırf bir nebze güvende hissedebilmek için bir tanıdıklarıyla ‘inene kadar’ konuşuyorlar veya konuşuyor taklidi yapıyorlar. Taksiciyi adresi belli olmasın diye evlerinin önüne veya sokağına getirmiyorlar, biraz yakınında inip evlerine yürümeyi tercih ediyorlar.
  • Otobüs: Otobüs kalabalıksa mecbur kalmadıkça binmiyorlar. Sebebi rahatlarına düşkün olmaları değil, özellikle kalabalık içinde defalarca tacize uğramalarından.. Buna tepki gösterdiklerinde ise erkeğin “Karıya bak, deli midir nedir” tepkisiyle karşılaşmalarından..
  • Minibüs/Dolmuş: Mümkünse tüm kadınlar minibüsteki son yolcu olmamaya dikkat ediyorlar. Gidecekleri yer en son durakta dahi olsa özellikle son inen yolcu ile inip öyle devam ediyorlar. Yürümeyi çok sevdikleri için değil, başlarına bir şey gelmesin diye.
  •  Bisiklet: Bir kısmı kasklarına entegre sahte kamera kullanıyor. Diğer ulaşım araçlarına oranla çevreden gelecek etkilere daha açık oldukları için, bunun kendilerine olan laf atmaları azaltmanın bir yolu olduğunu düşünüyorlar. Bisiklet kullanacaklarsa şort giymekten kaçınıyorlar, bacaklarının görünüyor olması onlara uygulanan tacizi arttırıyor çünkü.
  • Sokak: Her sokağın geçiş için açılış ve kapanış saatleri var onlar için. Hava karardıktan sonra tali yollardan, bazı sokaklardan geçmeyi düşünmüyorlar bile. Ana arterler ise gece yarısından sonra kapanıyor onlar için. Erteliyorlar veya kısa mesafe de olsa mümkünse araç kullanıyorlar.
Bunlar hepimizin her gün bir yerden bir yere gitmemizi sağlayan ulaşım araçları sadece. Bütün bunları o kadar kanıksamışlar ki, hayatta kalmak için bu ve bu tip önlemleri almak zorunda kalıyorlar. Buna rağmen her geçen gün baskı ve şiddet artarak devam ediyor.

Hayat çocukluklarından beri hep bir adım geride durmayı, susmayı, ayıbı ve sabretmeyi öğrettiği için onlara; insan ilişkilerindeki mecburi tedbirlerini saymak bile istemiyorum. Kapısının önüne güvenlik önlemi olarak erkek ayakkabısı koymak zorunda olan kadınlar var bu ülkede..

İyi bir ülke değiliz, kötüyüz… Denizimiz, güneşimiz, dağımız ovamız güzel ama insanımız kötü.. Kötü işte, açıklaması yok bunun.. Bu yüzden de çok zor bu ülkede insan olmak, insan kalmak.. Kadın olarak yaşamak daha da zor..

Biliyor musunuz?

Yapılan tüm bilinçlendirme çalışmalarına rağmen 2016 yılından beri sadece medyaya yansıyan 260 kadın cinayeti yaşandı bu ülkede.. Bu sayı 2015’te 284, 2014’te 266, 2013’te ise 208 olarak belirtiliyor. Taciz ve şiddet mağduru kadın sayısı ise binlerle ifade ediliyor.

Öldürülen 260 kadın var 1 sene içerisinde.. Her iki günde bir can eder, ne hale geldiğimizin farkında mısınız? Bu kadınların cinayete kurban gitme süreçlerine bakalım mı? Bu 260 kadının;
  • 74 kadın ayrılmak için resmi makamlara başvuru süreci içindeyken öldürüldü. Devlet, 74 tane kendinden yardım isteyen, ona başvuran kadını koruyamadı yani…
  • 105 kadının katili kocasıydı. 25 kadını erkek arkadaşı, 20 kadını ise ya babası ya da erkek kardeşi öldürdü.
  • 17 kadın sadece boşanmak istediği için, 18 kadın ise barışmaya gelen erkeği reddettiği için öldürüldü. 
Ülkedeki tüm ölümler gibi onlar da sadece birer istatistik artık.. Basına yansıdıkları için nispeten şanslılar, çünkü binlercesi basına dahi yansımadan birer hiç oluyor bu ülkede…

Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü.. Yine sahte iltifatlar, yalandan paylaşımlar yapılacak her yerde.. Sosyal medya yıkılacak, radyolar falan programlar yapacak. Hatta bilinçliyiz görünümü vermek için etkinlikler yapılacak falan.. Herkes kadınlar çiçektir diyecek, başımızın tacıdır diyecek. 

Ne diyelim, kutlu olsun…

Kafa yapısı değişmediği sürece, ne değişecek?



Share/Bookmark

0 yorum:

Yorum Gönder