Cumartesi, Kasım 09, 2013

Kalp


Kalp... Kemik gibi kırılabilir mesela; hem de hiçbir darbe almadan… Yaratan onu korumak için bir sürü kemiğin arkasına saklasa da biz onu koruyamadan paramparça oluverir… Yaralanır, hem de oluk oluk kan akar.. Her yanın bıçak kesiği hissedersin, her yeri kan karası olur ama dinmez kanaması.. Aksın da bitsin istersin, ama bitmez… Hani öldürmez ama süründürür dedikleri şey böyle bir şeydir işte… Sadece dursun diye ağrısı, erkekleri bile ağlatır, yapmayacağın şeyleri yaptırır, şaşar endazesi kantarının.. Söküp atayım dersin bazen, söküp atayım da bitsin artık bu acı.. Onu da yapamazsın bir türlü, çözümü yok çekeceksindir, ne yapsan onun her atışında unutmak istediğin her şey yoklar durur seni, ruhunu, bedenini…

Kırılmadan önce sana yaşadığını hissettiren o atışlar, git gide son’a yaklaştığını hatırlatır artık… Topraktaki yağmur kokusu, yaz akşamı meltemi, kayan hüzünlü bir yıldız, ya da söylenen içli bir şarkı… Yılların ardında kalsa da, varmasan da, sarmasan da, ansan da, anmasan da incitir içini, kalbini…

Günler, aylar, yıllar geçer… Gülersin bazen, eğlenirsin.. Derinlerde bomboş hissedersin içini, ıssız, yalnız, in cin top oynar, onları seyredersin… Verdiğin kararlar kalbini bu kadar etkilemez dersin, geçer derken, hatıralarında kalp ağrısı olarak kalır hep. Yokladıkça sancı, mecalin kalmaz günden güne, erirsin..

Bazen denk gelirsin, görürsün, bir başka kırık kalp denk gelir ruhuna… Olmayacak zamanda, olmayacak mekanda… Gönlündeki kırgınlıklar, ruhundaki yorgunluklar bir tek sende var sanırken karşına çıkıverir aniden.. Kalbinin paramparça olmuş parçalarından birine, küçük bir dokunuş değiştiverir her şeyi, garipsersin, korkarsın… Her zaman saklamaya alıştığın gibi normal bir konuşmayla atlatabileceğini sanırsın. Öyle değildir işin aslı, içini görmüştür bu sefer, kaçamazsın.. Yalnızlığını farketmeyeyim diye eğlenmeye vermişken kendini, o koca şehirde tek başınalığını o kadar sahiplenmişken bu da nerden çıktı dersin, şaşırırsın.. Hayatın sillesini yemeye o kadar alışmışken bu denk gelmeyi hayatın poker suratına vereyim dersin.. Yine blöf yapıyordur, ardından yine beni soyup soğana çevirecek hayat, hep yaptığı gibi diye düşünmeden edemezsin.. Yoksa gerçekten bu sefer gülecek midir yüzüne kader? Tek parça haline gelmesi mümkün müdür paramparça olmuş bir kalbin?


Mümkündür elbet, ancak sadece paramparça olmuş iki kalpten bir tane tek parça kalp çıkar… Bir daha ayrılmamacasına…



Share/Bookmark

0 yorum:

Yorum Gönder