Perşembe, Ağustos 19, 2010

Farkında Olmalı İnsan



''Farkinda" olmali insan...
Kendisinin, hayatin olaylarin, gidisatin farkinda olmali.
Farki fark etmeli, fark ettigini de fark ettirmemeli bazen...
Bir damlacik sudan nasil yaratildigini fark etmeli.
Anne karnina sigarken dünyaya neden sıgamadigini
ve en sonunda bir metre karelik yere nasil sıgmak zorunda kalacagini
fark etmeli.
su çok genis görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karni gibi
oldugunu
fark etmeli.

Share/Bookmark

Salı, Ağustos 17, 2010

Bitiril(emey)en İlişkiler


Hayatta bazen karşınıza bir insan çıkar, siz daha çok küçükken, daha tam olgunlaşmaya başlarken yani hayatın daha sillesini yemeden, daha o sizi türlü türlü oyunlarıyla tanıştırmadan önce yani... O insanla güzel bir ilişkiniz başlar, günler geçer, haftalar geçer, aylar, yıllar derken bir bakmışsınız bir çok insanın evli bile kalamadığı bir süredir çok güzel bir ilişkiniz olmuş. Bir bakıma beraber büyümüşsünüzdür onunla. Bir çok ilk deneyiminizi onunla yaşamışsınızdır, çok değişik yerlere gitmiş, çok keyifli vakitler geçirmiş, unutulamayacak anılar bırakmışsınızdır gerinizde..

İlk zamanlarda yani cicim aylarınızda her şey çok güzel gider, 'aşkım', 'çiçeğim' 'böceğim' sözleri konuşmalarınızın büyük bir kısmını oluşturur, güzel jestler, akıllara bile gelmeyen süprizler yapılır karşılıklı.. Hani filmlerde olur ya, çimlere yatıp ileride geçirmeyi umduğunuz günlerin hesabı yapılır, 'nerede yaşayacağınız', 'hangi işi yapacağınız'ı , hatta 'çocuklarınızın isimlerini' konuşur mutlu olursunuz. Sevgiliniz artık hayatınızın çok büyük bir parçası oluvermiş, tabir-i caizse hayatınızın yapıtaşı oluvermiştir artık...


Share/Bookmark

Pazar, Ağustos 15, 2010

Dostum Musun Düşmanım mı Yoksa Hiçbir Şeyim mi?


Yazıma Tarkan'ın sözleriyle başlamak istiyorum..
"Ayda yılda bir olsada muhakkak ara
Azıcık zamanından ayırda
Öldün mü kaldın mı diye sor ara sıra
Adımı kalbine yaz beni unutma"


Günümüzde insanlar 10dk da arkadaş,1 saatte dost,  2 saatte kardeş, 2 saat sonra da düşman oluveriyorlar. Ne kadar sahte, ne kadar yapmacık değil mi? Bir insan hayatınıza girmişse, arkadaşlıktan daha öte bir samimiyetiniz varsa, yani herkesle paylaşmadığınız şeyleri paylaşıyorsanız eğer, o insan sizin için önemli olmalı.. Siz de onun için tabiki.. Eğer işiniz düştüğünde ya da onun size işiniz düştüğünde arayıp sorma durumu varsa, o ne dost ne de arkadaştır bence..  Menfaate dayalı mükemmel bir ilişkiniz vardır, allah bozmasın.. Allah bozmaz zaten, manfaatiniz bittiği anda bozulur kendisi... Eğer ki dost iseniz, işiniz düşmediğinde de, sırf 'bir ihtiyacın var mı' demek için bile arayıp sormak lazım.. Onu bilirsiniz %99 ihtimalle 'yok sağol' diyecektir ama yine de sormak lazım. Bu vefa göstergesidir çünkü.. Ayda yılda bir olsa da, azıcık zamanınızdan ayırıp da, öldün mü kaldın mı diye aramak lazım dostlarınızı.. Yani Tarkan'ın dediği gibi dostunuzun adını kalbinize yazmanız lazım.. 


Share/Bookmark

Perşembe, Ağustos 12, 2010

SMS Aşkları


Günümüze yeni peydah oldu bu tip ilişkiler.. Birbirinin yüzünü görmeden 'SMS' ile çıkmaya başlıyorlar, yine birbirlerinin yüzünü görmeden de 'SMS' ile ayrılıyor insanlarımız. Bu durumu eskiden, yani cep telefonları yaygın değilken, Facebook, Twitter gibi şeyler daha portakalda vitaminken, yani daha 'mirc' varkenki #zurna kanalında a/s/l diye soru sorulan chat zamanındaki ilişkilere benzetiyorum bunu.. Kardeşimde görüyorum bunu, her an her saniye elinde telefon, sürekli mesaj atıyor.. Çevremdeki bir sürü insanda da bu böyle.. Twitter'ı anlık durum raporu şeklinde kullanan zihniyet, yani 'kalktım', 'yüzümü yıkadım', 'duş aldım', 'ayakkabımı bağladım', 'uyudum' şeklinde süreki twit atanlar, twitter'dan taciz yetmeyince, sms'den devam ediyorlar tacize anlaşılan...



Share/Bookmark

Çarşamba, Ağustos 11, 2010

Bodrum'dan Tarkan Geçti


Geçtiğimiz cumartesi yani 7 Ağustos'ta Bodrum'un en güzide beach'lerinden birinde, Bianca'da Tarkan vardı. Tarkan ile ilgili değerlendirme yapmak istiyorum biraz. Bianca gündüzleri beach olup akşamları da yemek yenilen, güzel bir mekana dönüşüyor. Yani burada konser verilmiyor. Aksine sanatçılar 'sahneye çıkıyorlar' insanları eğlendirmek için. Bir halk konseri olmadığı için de mekanda kategorilere göre oturma düzenleri oluyor. Localar ve standlar yani. Fakat Tarkan'ın kendi isteği ile en ön tarafa ayakta 400 kişi civarında kişi alındı bu konserde.. Biletleri de 89 lira idi ayakta izleyenler için. Localar ve Standların fiyatları ise 300TL civarında değişiyordu. Bianca'ya Tarkan'dan 2 hafta önce Kenan Doğulu, ondan da 2 hafta önce Ajda Pekkan gelmişti. Bianca'nın oturma düzenine göre ve mantıken, oturma düzeni Localar ve Standlar en önde olacak şekilde olur genelde. Fakat Tarkan'ın en önde ayakta olan insanları istemesi sonucu localar ve standlar, ayaktaki insanların arkasına alındı. Ve haliyle de ortalama kişi başı 500tl veren insanlar Tarkan'ı uzaktan izlemek zorunda kalınca eğlenemediler haliyle. Ayaktaki insanlar da herhangi bir içki alamadılar o nedenle çok gaza gelmediklerini söyleyebilirim.


Share/Bookmark