Cuma, Nisan 30, 2010

Aldatmak & Aldatılmak


Sabah bir haber okudum magazin sayfalarında. Haber şöyle:


Hadise, sevgilisi Sinan Akçıl'ın Hande Yener'le adının çıkması sonrası son noktayı koydu. Hande Yener’in 2 hafta önce ayrıldığı sevgilisi Kadir Doğulu, “Hande ile Sinan birlikte oldu. Hadise dikkat etsin” demiş, ortalık karışmıştı. Hande Yener ile Sinan Akçıl bu iddiayı yalanlamıştı. Hadise’nin yakın çevresine “Sadece müzik ve dansta değil, her konuda rakipsizim. Bu yüzden Sinan benden vazgeçemez. Bir erkeğin, benim gibi kadını aldatması için akılsız olması lazım. Üstelik, Hande, Sinan’ın ablası yaşında” dediği söyleniyor.
Posta





Share/Bookmark

Perşembe, Nisan 29, 2010

Hayatla Röportaj Yaptım

Hayatla röportaj yaptığımı gördüm rüyamda.

"Benimle röportaj mı yapmak istiyorsun?" diye sordu Hayat.

"Zamanın var mı?" diye sordum.

Gülümsedi ve ‘’Benim sonsuza kadar zamanım var.’’dedi.

Ne sorular var yüreğinde?İnsanlarla ilgili en çok neye şaşırıyorsun?diye sordum.

Hayat basladı anlatmaya:

Share/Bookmark

Çarşamba, Nisan 28, 2010

Küçük Şeyler

Bugün uzun zamandır okumadığım bir yazıya denk geldim. Can Yücel yazmış. Yazıyı paylaşmak ve üzerine birkaç şey söylemek istiyorum.Önce yazıya bakalım...


İyi Düşünün

Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?


Share/Bookmark

Salı, Nisan 27, 2010

Herkes Öldürür Mü Sevdiğini?


Yazıma Oscar Wilde'in "The Ballad of Reading Gaol"dan bir parça ile başlamak istiyorum
Türkçe çevirisine göre






"Herkes Öldürebilir Sevdiğini"

Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!

Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür;
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür;
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.

Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez...

Oscar Wilde

Gerçekten öyle mi olur? Bence herkes öldürür sevdiğini. Yani bir an gelir mutlaka bir gün herkes öldürür sevdiğini. Bu durumda şunu da söyleyebilmek lazım. Mademki herkes öldürecek sevdiğini, sonuçta bir katil bir de maktül olacağına göre, o zaman herkes de öldürülecek sevdiği tarafından. O zaman önemli olan, yani mesele 1 kere ölmekte.Birden fazla ölürseniz o kötü, ders almamışsınız demektir çünkü, büyük ihtimalle de o çok sayıda olacaktır ve arabesk şarkıların temelini oluşturacaksınızdır.

O öldürsün önemli değil, siz de öldürdünüz belki sevdiğinizi, belki de bir sonraki öldürecek sizi. Bu durum illaki çok üzecektir insanı, çoğu kişi dağılır hatta toparlanamaz uzun yıllarca. Ama mesele o durumdan ders çıkarmakta... Çünkü gereken dersi gerektiği zamanda almayan insan çocukken aşı olmayıp da büyüdüğünde suçiçeği olmuş insana benzer, yani kurtulamama değil kurtulma ihtimali üzerine konuşulur. O nedenle herkesin sevdiğini öldürmesi de gerekli bir şey aslında... Siz bir öldürüldüğünüzde çok şey öğrenmeye bakın ki sonrasında rahat bi hayatınız olsun. Mesela ona zamanı gelmeden çok değer vermemeyi öğrenirsiniz, onu iyice tanımanın önemini öğrenirsiniz, size mi yoksa kürkünüze mi uygun onu ayırt etmeyi öğrenirsiniz ve sonunda da artık oyunu seyretmeye başlarsınız. Oyun demişken her şeyin aslında oyun olduğunun farkına varmak, o da ayrı bir yazının konusu.Ama bu oyunda hiçbir zaman kazanan olmaz bunu da unutmamak lazım.

Şimdilik bu kadar...

Kalın sağlıcakla...






Share/Bookmark

İlk Yazı












Herkese merhabalar

Yazmak... Bir dergide,bir gazetede yada kendi kendine yazmak güzel bir şey. Yazdıklarınızı bazen herkes okusun bazen de hiçkimseler okumasın istersiniz. Bazen yaşadıklarınızdan çıkardıklarınızı,öğrendiklerinizi bir yönetmen gibi kurgularsınız yazarken, bazen de bir pazar sabahı deniz kıyısında uzun çam ağaçlarının altında çayınızı yudumlarken gazetede ilginizi çeken bir başlığa takılırsınız. O haberi hemen yanınızdakine okursunuz. Sanırım blog yazmak da bunun gibi bir şey. Kısaca insanın içinden geleni yazması demek. Hissettiklerini, öğrendiklerini, hayattan aldığı dersleri. Kimse okumuyormuşcasına yazılmalı ama. Müfredatta değil ya bu, isteyen okusun, hatta yorumunu yazsın.


Share/Bookmark